rüyamda kum gördüm.
Kleptoman,
hayatımda ilk defa yaptığım şeylerden pişman oluyorum. her gün her gün.
yedinci his veya sır kapısı'nda gördüklerimiz kadar büyük bir pişmanlık:
hatasının cezasını yıllar boyu çeken, yokluk ve sefalete düşen, geceleri yerebatan sarayında dumanlı efektlerle çekilmiş hardcore rüyalar gören, html üzerinden ibret senaryoları yazan, aile ve tanrı(kimileri için yok.) unsuruna sanılandan daha büyük değerler veren pişmanlıklardan.
yıl oluyor.
aklımdan hiç çıkaramıyorum. ama seni değil... galiba.
o da önemli değil. hissettiğim, bir şeyleri geri alma isteği değil.
şimdi biraz şiddet hissediyorum.
bak, geçen gün gerçeklik alanıma çok pis bir şekilde yaklaştın.
kişisel algılama ama, n'olur.
niye yapıyorsun bunu?
niye çizgiyi aşıyorsun?
peki ya kendime söylemekten çekindiğim huylarıma ne demeli?
kendimden,
senin ve sana yaptığım saçmalıklar yüzünden, hatta senin bana, şu an varlığının bulunduğu alanla bile yapabildiklerinden dolayı nefret ettiğimi...
biliyor muydun?
böyle bir acının farkındalığı seni mutlu ediyordur, değil mi?
bir araya gelince bu halimden bahsedip elinizi göbeğinize koyuyor, şuursuzca gülüyorsunuzdur... sonra zaten kamera şömineye de dönüyordur, değil mi?
devam edin.
umarım ben de uyuyabilirim.
4 öptüm, bay.:
kamera döndüğünde elinde şarap bardaklarıyla bir takım insanlar olur ve konuşurlar, konuşurlar, durmadan konuşurlar. bilirsin o dili. bilmek de değil, sensindir o ama gene de anlamazsın. cümle yapısı tanıdıktır, ama anlatılan sana tanıdık değildir. o zaman kim demiş bir lisan bir insan diye? lisan mı, insan mı? üçüncü varsayım: rüya mı?
çok kişilikli oluşumlarımızı farklı dillerden çıkarmıyor olabiliriz.
kabuslar da diyebiliriz, rüya çok mutlu.
alkol de çoksallaştırır hem, hayal de bir kişiliktir.
bir id var benden öte.
benim filmimde kamera şömineye dönmeyecek hem, porno çekeceğim çünkü.
benim senaryomda dönsün o kameralar, çünkü elimde şarap şişesi olacak. neden ille de? uç-uç tozu serpmek için birebir.
Yorum Gönder