bir suicide girl'ün getirdikleri
helö diyır
şahsım diskonektus erektus, diğer bir deyişle: "interneti kesilmiş bir insanın hayat damarlarından biri kopmuş demektir."
monologun sınırlarını zorladığımız bir gecede yine sizlerleyiz kleptomanın dayanılmaz okurları.
sizleri sevmiyorum.
(şaka lan.)
televizyonun paralize saatlerinde boynumun tutulduğunu yeni yeni fark ediyorum ve bilgisayarımın canımbenim bilmemkaç inç ekranına sarılıyorum.
(internet olmadığında bile)
evet, ben bir bağımlıyım.
sessizliğinizi bile özledim.
çünkü nikotinli kanımın birkaç metre ötesinde bulunan insanlarla içimden konuşurken gerçekten içimde kalıyor hepsi, kusamıyorum bir yerlere.
güya ifşa ama
sen, şimdi tanımıyorsun ya beni güya... sen okuyunca sen bilince bi zararı yok gibi aslında. ama sen de tanıdın artık. ne mal olduğum konusunda çokça bilgi sahibisin.
(bu da yalan.)
yok yok, öyle de değil de... işte. ne bilim?!
yirmi saat uyudum geçen gün. o sırada "sıkılmak" fiilini inceleyecek remlerimin olduğunu farktım. sıkılmak çok küçümseniyor bu günlerde. herkes sıkılıyor ağuğa koim! ben de sıkılıyorum.
hem, benim içim de sıkılıyor.(bak, bunu da küçümsedin. değil mi?)
valla bak, şımarıklığımdan değil ona buna sıkkınlığım. sıkılcak hiçbir şey olmasa ben yine sıkılacak bir "ben" bulurum.
ben bana yetiyorum gördüğün gibi zamançalar suret.
mutlu olmadığımı zaten biliyorsun.. bunu bir süre daha söyleyebilirim. seni de sıkıyorum ama sen istersen bir daha hiç bakmayabilirsin bu kleptomana. tercihler falan..
bense yerli yersiz herkesi sevmeye kalkıyorum.
bi gözümün içine bakıversin, hemen yelkenleri suya indirmek deyimini şuursuzca kullanasım geliyor. ama bi haller oldu galiba. tepki sıfır. yok anacım. iki ileri bi geriyim. hatta iki geri bir ileriyim:
seviyim, sevmiyim, yok.
seviyim... mi?
miyim, yok.
katlanılabilir diil bu medcezirler!
bu gecenin, "klişe saati"nde levent yüksel'i dinledik.
programımızın kapanış şarkısını ezginin dünlüğü söylüyor "ayrılıkta skroplanmamış bir yaz türküsü"
hepinize koyim.
n'olur bana bişi olmasın!
2 öptüm, bay.:
'Nov Tayself' olayını bayağı ileri bir noktalara taşımışsın. Yıldızlı pek iri
çok iri.
"kendime sarılır donarım" sagopa'dan gelsin.
Yorum Gönder